Atsız, Tarih Bölümünden de ders alıyordu ve oradaki en önemli hocası da Zeki Velidî idi. Şerh-i Mütûn (Metin Şerhi) dersine ise Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bolayır giriyordu. 1929 yılından itibaren Ahmet Caferoğlu da hocaları olacak ve ondan Türk Dili Tarihi dersi alacaklardı. Arap Edebiyatı Tarihi hocası Osman Reşer'den de ders almışlardı. Oskar Rescher adlı bu Alman Yahudisi Müslüman olduktan sonra bu adı almıştı (Atsız 1992: 122-123). Osman Reşer, daha sonra, Atsız'ın Ruh Adam romanında kötü karakter (Yek) olarak karşımıza çıkacaktır (Deliorman 2013: 209 vd.).
GAZEL
-Mahir Bey oğlumuza ithaf-
Kim ki nihal-i rûhunu meyve-i aşka tâk eder
Dest-i dilinde sâgar-ı vahdeti handenâk eder
Cazibe-i şuhûd ile sâikalar cihânının
Ka'rına cân atar bütün varlığını helâk eder
Her ezeli nigâh için bir dil-i yâr arz ile
Âyine-i vücûdunu sine-i çâk çâk eder
Hâlet-i mest-i ehl-i Hak kalbine giryebâr olur
Her dil-i gamda hâlikın hüznüne iştirak eder
Can vererek ebed lika vaslına eyler iltihak
Cevher-i rûh-ı pâkıni vâdı-i dilde hâk eder
Vehm-i tekevvün-i cihan zevk-i hayat-ı gâfilan Rûh-ı kerîm-i ârifan yokluğa inhimâk eder
"Ekrem" eğer muhibb-i Hakk âdem isen memâtı sev
Mevtden ancak insanın zulmet-i cânı bâk eder.
-Ali Ekrem Bolayır
Birgün Ali Ekrem (Bolayır) Bey, Ferid Bey'i yemeğe davet eder. O da bâsurdan rahatsız olduğu için kendisine şöyle bir cevap yazar: "Pederden mevrûs bir hânenin alt katına tâmir ile meşgul olduğum için mâzûrum"
10 Nisan 1921 :
Atatürk'ün, Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem (Bolayır)'in, II. İnönü Zaferini tebrik eden telgrafına cevabı: "Anadolu'nun ruhu, bütün direnme feyzini tarihindeki büyüklerden almıştır. Bize bu mukaddes feyzi veren ecdat ruhları arasında muhterem babanızın pek büyük yeri vardır. Yaralı vatanın
kurtuluş ve bağımsızlığı için ölmek yolunda bugünkü kuşağa fedakarlığı öğreten büyük Kemal hakkında saygıların tekrarına vesile olan telgrafınıza özel teşekkürlerimi arz eylerim."
Nedir bu cevr ü tegafül zaman zaman güzelim?
Kaçıncıdır bu eziyetli imtihan güzelim?
Tükendi sabr u tahammül.. üzüldü can güzelim.
Bu naz ise yetişir artık el-aman güzelim!Hayat bende mücerred seninle kaimdir..
Neşat ü lezzet ü şevkim seninle daimdir..
Sen olmasan nazarımda güneş de muzlimdir..
Sözün hakikati işte budur inan güzelim.Gamınla mün'adim oldu tasarrufum özüme.
Seni tefekkür ile uyku girmiyor gözüme.
İnanmak istemiyorsan eğer benim sözüme,
Buna şehadet eder gökte ahteran güzelim!Bu infiale beca na-beca nihayet ver...
Yine şikayete..şükre.. niyaze ruhsat ver!
İade eyleyeyim ne'şemi cesaret ver..
Nazardan eyleme didarını nihan güzelim...Kusurum anlamadım çünkü etmedim mesul..
Olurdu mazeretim belki de karin-i kabul.
Senin sükutuna karşı benim melul melul..
Yetişmiyor mu sana ettiğim figan güzelim?Ne hal ise ben afv et de şermsar eyle..
Küçük düşürmek ile bari ahz-ı sar eyle,
Dahil-i merhametim, vechin aşikar eyle..
Bu şivedir sana şayan ol heman güzelim! ..
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ
Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
Atsız’ı 41 yıl önce bugün kaybettik. Bir ülkü ve mücadele adamı olarak Atsız efsaneleşmiştir. Türkçü gençlerin zihinlerinde ve yüreklerinde Atsız âdeta Kür Şad’dır. Yüzü aşkın baskı yapan romanlarıyla, yürekleri titreten ve bazıları bestelenen şiirleriyle, birçok defa basılan ve genel ağda dolaşan ateşli yazılarıyla o, gençliğin ve kamuoyunun
Rıza Nur, Ali Ekrem Bolayır'ın verdiği bilgilerden şüphesi olduğunu "Bilâkis bu şiirin Kemal'in olduğu şüphelidir. Ali Ekrem'in bütün bu sözleri kontrol ister" ifadeleriyle belirtir. Ali Ekrem Bolayır'ın verdiği bilgilere güven duymadığını "Başsızlar" başlıklı bölümdeki şu ifadelerle de delillendirir:
"Ali Ekrem birinci mısrasındaki "râh"i "rûh" dördüncü mısraindaki "hiyânete"yi "kıyåmete" yapmak suretiyle hata etmiştir. Yine bu muharrir Rûh-ı Kemal adındaki eserinde ise "kurbân idüp" yerine "vakfeyledim" "terk" yerine "bezl" koymuştur. Görülüyor ki babasından şiirlerini tahrif ediyor. Şiir denen şey babadan miras kalan bir ev değildir ki başka biçime konup içinde oturulabilsin. Bu zat Kemal'in şiirlerine böyle tasarruf hakkı görerek iyi yapıyorum zannıyla rötuşlar yapmıştır. Zavallı Nâmık Kemâl'in şiirlerini Ermeni kitapçıların tahrifleri yetişmiyor gibi, bir de oğlu bozmuştur."
Ayrıca Ali Ekrem Bolayır'ın babasının az şiir yazdığı yönündeki tenkidine de Rıza Nur, 5313 mısra yazdığını ifade ederek cevap verir.